28 Ocak 2013 Pazartesi

Bugün Ne Giysem ?



İlk işe başladığım 1988 yılından beri bir türlü çözemediğim denklem!

Sabahları işe geç kalma sebebimdir ve en sonunda birçok kıyafet denememe rağmen ilk giyilen üste geçirilip alelacele çıkılması ile sonuçlanmıştır.

Biliyorum sabahları delirmek istiyorsunuz, hatta bazılarınız gece yatma hazırlığından evvel delirmeye başlıyor. Yarın ne giysem, o mu, bu mu, şu mu? Öffff….o olmaz, bu hiç olmaz, iş yerine uygun değil, kilo aldım dar geliyor, zayıfladım çok büyük, o elbisenin altına ayakkabım yok,  oje rengim o kıyafete uygun değil, aaaaa kıyafette leke var giyemem, etek çok kısa, pantolonun paçaları uzun, .….

Dolap size bakıyor, siz dolaba ama nafile bir şey bulmak imkansız, dolabınızdaki giysilerle mağaza açılsa bile durum değişmez. Ne kadar çok giysi, o kadar çok kabus.

Ne giyseniz olmuyor, ya da o ortam için doğru seçim değil ya da size  öyle geliyor. Ya  çok gereksiz şık, ya çok paspal, ya da gereksiz bir şekilde farklı. Öyle sıkılıyorsunuz  ki; sabahları kıyafet seçme derdinden, giyinme zorunluluğunu getirenlere küfrediyorsunuz. Afrikalılar gibi özgür olsak ne olur yani?

İş yaşamında mesleki profesyonelliğin yanı sıra kılık-kıyafetin de iş kariyerini direkt etkilediği bir gerçek. Şık, güzel ve saygın giyinmek kadar işyeri ve konumunuza uygun giyinmek gerektiğini de unutmamak gerekiyor.

Giyim tarzımız, işteki konumumuz hakkında iyi ya da kötü bir imaj sahibi olmamıza sebep olmaktadır.  İşinizin ciddiyeti giyiminiz ile de sarsılabilir. Ya da çok düzenli ve tertipli giysileriniz ile daha da güvenilir gözükebilirsiniz. Dağınık, özgür giyineceğim kaygısıyla tercih edilen stil  çok yanlış bir seçim olabilir.

Nasreddin Hoca ne demiş; ‘ye kürküm ye’.

Şimdi bütün bunları da hesaba katınca dolap önü bekleyiş kabusunun, sıkıntısını daha net hissedersiniz.

Giysilerim, ayakkabılarım, aksesuarlar ve takılarımla bir mağazayı çok rahat donatabilirim. Almış ta almışım, maşallah. Yerli yersiz bir sürü gereksiz  ıvır zıvır. Üstelik atmaya da kıyamadığım bir sürü şey var ve dolaplardan fışkırıyor.

Son 2 yıldır tüm bu aldığım şeylere harcadığım paraya acıyorum. Tüketim toplumu beni dişlisinin çarkına almış öğütüp, bitirmiş.

Halbuki, şık ve kaliteli 5 farklı iş yeri kıyafetini  döndürüp, giysek ne olur? Neden 6. farklı kıyafetin yok mu diyecekler?

Dolabın karşısında boş boş bakacağımız tüm o vakitleri, sevdiğimiz bir şeye kanalize etsek, hem ruhumuz hem de cüzdanımız mutlu olacaktır.

Şartlar sizi kısıtlamadan, siz şartları kısıtlayın ve özgür olun.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder